Dün Yalova'dan Yenikapı'ya gitmek için İDO iskelesinde yolcuların banklarda bekleyebileceği, bele kadar gelen demir parmaklıklarla çevrili üstü açık yerde bekliyordum.
Bulunduğu yerde sigara içmenin yasak olduğunu bilmeyen 50'yi biraz geçkince bir bayan sigaranın zehrini içine çekmeye başlamıştı bile. Yanındaki bankta oturan 20li yaşların ortalarında görünen ince V çizgili sakalı olan bir gencin kendisine sigara içmenin "galiba burada sigara içmek yasak!" diye hatırlatmasıyla
- Aa bu kadar da olur mu!
demesini hayretle işitdim. Hızını alamayan kadın:
Burada da mı yasak. Bu kadar da olur mu canım, diye devam etmesini daha bir hayretle dinledim.
_ La havle, Ya Sabır! çektim. Başka şeyler düşünmeye çalıştım.
**********
Yine aynı mekanda yaklaşık 5-10 dakika sonra bir kadının demir parmaklıkların ötesinde yani bizim kapı açıldıktan sonra İDOya gideceğimiz yolun üzerinde şaşkın şaşkın bakınarak ilerlediğini gören özel güvenlikçi:
- Hanımfendi, girişler öbür taraftan,
diye söylerken yüzü de "burada ne işiniz var" der gibiydi.
Kadın biraz hiddetle:
- Dördüncü kişisiniz. Bir doğru düzgün tarif eden çıkmadı, diye adama çıkıştı.
Güvenlik görevlisi elindeki telsizin hala elinde olup olmadığını kontrol etmek için olsa gerek telsizi biraz daha sıkı kavradı. Suratı kırmızıya döndü. Sonra telsiz dayanıklılık testinden bir daha geçti. Telsiz oldukça sağlammış. Her türlü çatırtıya çuturtuya rağmen olduğu gibi sapasağlam duruyordu. Güvenlikçi 2-3 snlik bu duygu fırtınasından sonra yüzü dinginleşti ve sakin bir ses tonuyla:
-Ben de mi yanlış tarif ettim, Hanımefendi, dedi.
- Kadın hemen geri döndü. Bir iki kelam etti. Ben işidemedim ne dediğini. Muhtemelen kendi de hatasını anlamış. Vaziyeti kurtarmaya çalışıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder