Ben annemden uzakta İstanbul'da yaşıyorum. Az önce anneme telefon açtım. Annem biraz üzüntülüydü. Biraz da çaresizlikten derdini benimle paylaştı.
Sıkıntılı olduğunu farkettiğim anneme: "Ne oldu anne?" dedim.
Annem dertliydi.
Bizim bir eski tanıdığımızın yaptığı bir şey annemin canını sıkmıştı. Mesele şu:
Bizim yıllarca kiracımız olan ve hâlâ görüştüğümüz bir komşumuz var. Bu komşumuz 60lı yaşlarının sonlarına yaklaşmış kocasından 10-15 yıl önce ayrılmış bir kadın.
Bu kadının ismini vermek istemiyorum. Kocasının hayatı boyunca tam ve ciddi bir işi olmadı. Bir aralar bilardo salonu işletiyordu.
İki oğlu bir kızı var. Ancak oğullarından birisi yaklaşık 10 yıl önce kanserden tedavi görmek için gittiği ABD'nin Texas eyaletinin Houston şehrinde öldü. Ağzında bir yerlerde çıkmıştı kanser.
Diğer oğlu annesinden yaklaşık 50 km uzakta bir şehirde yaşıyor. Arasıra annesinin yanına geliyor. Büyük oğlundan bahsediyorum. Büyük oğlu 50 yaşına bu yıllarda merdiven dayamıştır. Hanımı, kayınvalidesiyle yıllardır görüşmez. Daha doğrusu küsler.
Kız ise ailenin en küçüğü. En zor durumda olanı. Küçükken havale geçirmiş. Aklı yerinde diyebilirim. Elleri ayakları tutmuyor. Elleri ayakları karnına doğru büzülmüş duruyor genelde. Her türlü ihtiyacıyla annesi ilgileniyor yıllardır.
Bu bahsettiğim kadın yani anne kendisine bir şey olursa ya da yaşlanınca kızını kaldırıp koparamazsam diye gençliğinde hep ev sahibi olmak isterdi. Büyük oğlunun da desteğiyle iki katlı müstakil bir ev olmayı yaklaşık 10 yıl önce Allah ona nasip eyledi.
Evin inşasında olmasa da galiba içinin döşenmesi ya da dekorasyonunda kanserden ölen oğlunun ölüm sigortasından gelen yaklaşık 10000 dolar gibi bir rakam da oldukça katkıda bulunmuştur.
Bu anne, evi de yaptırdıktan sonra kendi de biraz rahat edeyim diye bir bakıcı kadın tuttu kızına. Bu bakıcı kadın, bu bizim eski kiracımız olan kadına çok fazla dayanamamış. Çünkü eskiden böyle olmayan bu anne son zamanlarda temizlik ve tertip hastası olmuştu. Her şey temiz ve yerli yerinde olmalıymış. Yemeklerde onun istediği şekile olmalıymış. Herkes kendisine karıştırtmaz tabi ki.
Annemin dediğine göre küçük oğlu hasta olmadan önce, bu eski kiracımız konuşamayan yatalak kızına kızıdğında inşallah kansr olursun diye beddua edermiş.
Sonra masum o kız değil de başka bir masum kanser oldu. Küçük oğlu kanser oldu ve öldü az önce söylediğim gibi.
Bugün annemim dertli olmasının sebebi ise kızına kızan annenin başını bir yandan bir yana belki çeviremeyecek kadar savunmasız olan annesinin ellerini tutmayı geçtim. Kendi yüzünü dahi saklayacak takati olmayan bu kızın annesi tarafından dövülmesi.
Anneme dert yanarken kadın şunları söylemiş:
......... 'e çok kızdım ve dödüm. Onu adeta paraladım.
Ey Anneler! Böyle yapmayın.
Allah sonumuzu hayr eylesin.