20 Ekim 2009 Salı

YAZAR NASIL OLUNUR?

Bu soru çok zor bir soru.

Şimdilik aklıma gelenleri çalakalem yazacağım. Zaman içinde tashih yaparım.

Gelelim sorumuzun cevabına;

Ben de bilmiyorum.

Ancak, her işte başarının anahtarı çalışmak olsa gerek.

Ben kendim yazar değilim. Başkalarına mı tavsiyelerde bulunacağım.

Yazar olmasam da yazar ve şairlerin arasında en az iki senem geçti.

Üstelik, Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum.

Az okuyor olabilirim. Ama düşünerek bilinçli okuyorum. Nokta atışı yapıyorum.

Bu sayfaya zaman geçtikçe tecrübelerimi ekleyeceğim. Bir yerlerden başlamak düşüncesiyle

tecrübelerimi yazmaya başlıyorum.


Yazar nasıl olunur?

1. Yazmak istediğimiz bir tür belirlenmeli öncelikle. (hikaye, deneme, gezi vb. )

2. O edebi türde beğendiğimiz bir yazarı hem çok iyi okumalı hem de onun bütün eserlerini bir deftere yazmalıyız. Önce taklit ile bence kolaylık sağlar. Beyni yavaş yavaş o sistemde düşünmeye yaklaştırır. "Körle yatan şaşı kalkar." atasözünü emsal alabiliriz. Olumsuz mana taşıyor ama gene de bir insanla çok beraber vakit geçirirseniz onun gibi hareket etmeye başlarsınız. İyi ile yatan da doğru kalkar.En doğrusu da "Üzüm üzüme baka baka kararır."

3. Bir günlüğümüz olmalı. Daha doğrusu yanımızda taşıyabileceğimiz bir defterimiz olursa daha iyi olur.

    Ben öğrencilerime geçen hafta birer defter aldırdım. Onlara ilk olarak Ömer Seyfettin'in 4 sayfalık "Uzun Ömer" başlıklı hikayesini yazdırdım.

   Şimdi 3 hafta üst üste salı günlerini alatan birer günlük yazdıracağım. Öğrencilerin en yoğun oldukları gün salı. Hemen hemen bütün sınıflar salı günleri sabahtan akşama kadar derse girip çıkıyorlar.

   3 haftanın sonunda bakalım ortaya ne çıkacak. Öncelikli fikrim düşünmeyi unutmuş olan öğrenci üçüncü haftada aynı şeyleri yazmaktan, yazacak pek bir şey bulamayacak.İkincisi bunca kişi arasında hemen hemen aynı şeyleri bir arada yaşayan öğrenciler aynı ortamda olup da birbirlerinin göremedikleri şeyleri fark edecekler. Çünkü her hafta bu defterlerden 3-4 tanesini seçip sınıfta okuyacağım. İBirbirlerinden haberleri olacak. Aaa ben bunu düşünmemiştim diyebilecek. İlk hafta seçtiğim 3-4 defteri okurken sadece yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları varsa onların üzerinde duracağım. Kompozisyon bilgileri üzerinde durup şöyle bir giriş yapsaydın. Konudan konuya şöyle geçseydin, konuyu şöyle örneklendirseydin gibi izahlarda bulunamayacağım. Sonraki haftalarda öğrencilere biraz daha bilgi verip sene sonunda deftere bakacağız ne kadar gelişme göstermişler.

4. Geçen yıl "Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümüne "Hızlı Yazma ve Okuma Teknikleri" diye bir dersi vermemi istediler. Daha okula adımımı yeni atmıştım. Ben ilk başta ne yapacağımı tam bilmiyordum. Bu dersin bana kazandırdığı tecrübelerden birisi şu: Öğrencilere A4 dosya kağıdına yazdırma, yazdırsan da onlara iade et. Bir dosya da biriktirsinler. Ancak en güzeli bir defter. Hem yazdıklarını bir arada tutuyor hem deen baştan en sona terakki varsa görebiliyorlar.


5. Ciddi bir şeyler yazmaya başladığımızda iyi bir editöre okutturmalıyız. Maalesef Türk Dili ve Edebiyatı mezunları münekkid bir bakış açıyla yetiştirilmiyor. Bir heyet eşliğinde editörlük yapmamış edebiyat mezunları bu konuda size yeterli olamaz.

6. Ben böyle yazarım. Benim sitilim bu deyip eleştiriye kendimizi kapatmamalıyız. İnsan  elinden çkmış hiçbir eser mükemmel değildir. Sürekli kendimizi eleştirmeliyiz.





not: Tashih yapmadan bu yazıları çalakalem yazıyorum. Zaman içinde ortaya kayda değer notlar çıkarsa bir kitap bile basılabilir bu konuda.