Bazı anlar olur ki tam bir iki saniyeniz vardır espri yapmak için. Üçüncü saniye geçtir. Bu pratik zekalılığın bir göstergesidir. Bazen de hiç umulmadık anda yapılan bir espriye ya da sorulan soruya verilen karşılık "hazır cavap olmanın göstergesidir." Hazır cevap deyince herkesin aklına ilk Nasreddin Hoca gelir herhalde. Bu anlattıklarım nereden çıktı şimdi derseniz, Perşembe günü Yalova'da ara bir sokakta yürürken hiç tanımadığım birine yaptığım esprinden aklıma geldi diyebilirim.
Yalova'da hâlâ sokak ve cadde isimlerini tam öğrenemedim. Maalesef ezber problemim devam ediyor. Şu an için hem ismini bilip hem de gösterebileceim yegane yer "Fatih Caddesi". O caddenin denize aksi taraftaki 2 sokak paralelinde yürürken birden 2-3 metre önümde okul üniformalı bir çocuğa, paralelinde yürüdüğüm apartmanın ikinci katından bir kadın para cüzdanı (kesesi) atıldığını ve çocuğun onu tutmak için avuçlarını dua eder gibi yukarıya doğru açtığını gördüm.
Geçen iki saniye içinde de çocukla olan aramdaki mesafe kapanmış; çocuk tutamadığı para cüzdanını yerden alırken onun tam yanında bitivermiştim. Çocuğa:
- Ben de mi ellerimi göğe açıp dua etsem, baksana gökten cüzdan yağıyor
diye espriyi yapıverdim. Çocuk doğruldu bana baktı ve espriden hoşlandığını belirten minik bir tebessümle dudaklarını biraz daha birbirine yaklaştırıp yana doğru yanaklarını hafif ileriye doğru çıkaracak şekilde dişlerini göstermeden gülümsedi. Çenesi ve boynu sanki bir şey söylermiyim diye burnu ve alnından öne doğru çıktı. Ancak tık diye ses oldu. Esprime hazırdan veya fırından verilecek bir şey yoktu.
Oysa ki ben olsam o an şunu diyebilirdim en azından:
- Her dua edene gökten cüzdan yağmaz...
3 Ekim 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)