Yeni bir yıla daha girdik. Daha dün gibiydi milenyum kutlamaları. Ne de çabuk geçti 10 yıl.
Sabah erkenden kalktım. Tezime çalıştım. İlk 20 satırı bitirdikten sonra kahvaltı yaptık.
Öğleden sonra gezmek için yola doğru çıktık.
Anadolu Hisarı'na doğru yola çıktık. Oraya vardığımızda arabayı hemencecik park edecek yer bulamadık. Kanlıcaya doğru yola koyulduk. Sonra oradan geri döndük. Kanlıca'da arabayı park edecek yer bulduk. Deniz kıyısında yeşillik bir alanda banklarda oturup biraz yürüyecektik. Bir de baktık ki orada hoş bir çay bahçesi var. Denize sıfır. Hem de OBA'ya benziyordu. İsmi Alperenler aile çay bahçesi. Adı her ne kadar çay bahçesi olsa da daha çok deniz kıyısında bir kafe gibiydi.
Bir menemen, bir patates kızartması ve iki küçük çay sipariş verdik. Onları bir güzel yedik. Daha sonra yarım saat kadar daha oturduk. Daha sonra 14 TL geen hesabı ödedik.
Yürüyerek Çengölköy'e doğru yürümeye başladık. Ancak Çengelköy'e kadar varmadan geri döndük. Herhalde toplam 1 saat kadar yürümüşüzdür. Yolda bol bol fotoğraf çekildik.
Saat 16:45'te evdeydik. Akşm yemeğimizi yedik. BArbunya, az tavuk etli pilv ve turşu yedik. Turşuyu bitirdiğimiz için ikişer bardak turşu suyu içtik.
Şİmdi hem tezi yazıyorum. Hem de bugün yazmadığım aklıma geldi ve bir şeyler yazmak için burayı açtım.
Dün Hasan Ahmet arkadaşımı aradım. Çocuğu çok hastaymış. Dua istedi. Allah şifa versin.
1 Ocak 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder